Çemeni Siyrilmiş Pastırma: Bir Kayseri Gününde Duyguların Peşinde
Kayseri’nin Sokaklarında Bir Gün
Kayseri’de olmak… Kelimelerle anlatmak çok zor. Şehir, kendi içindeki karmaşıklığıyla beni bir yanda huzurlu, diğer yanda gergin hissettiriyor. Bugün ise, Kayseri’nin kalbinde bir gün geçirmek, hem geçmişi hem de kendimi anlamaya çalışmak gibiydi.
Hava hafif soğumuş, ama şehre özgü o keskin sabah soğuğu hala keskinliğini koruyor. Burası Kayseri, derin duyguların her köşe başında seni beklediği bir şehir. Sadece burada, pastırmanın ve sucukların kokusu aradıkça seni bulur. Özellikle o meşhur çemeni siyrilmiş pastırma… Kayseri’nin o güçlü, içten ve sıcacık lezzeti.
O Anı Hatırlıyorum: Çemeni Siyrilmiş Pastırma
Babam, yıllar önce beni pastırma almaya göndermişti. Kayseri’de büyüyen biri olarak, pastırma almak adeta bir ritüel gibiydi. Yalnızca lezzet değil, bir şeyler de vardı içinde… O pastırmayı alırken, her dilimde ailenin sevgiyle beslediği, kaybettiğin zaman da acısıyla özlediğin o güzel bağ vardı. Çemeni siyirilmiş pastırma, bizim geleneksel Kayseri mutfağında en çok tercih edilen türlerden biridir. Pastırmanın o ince ince dilimlenmiş hali ve dışındaki ince baharatlar, yediğinizde adeta sizi geçmişe, çocukluğunuza götürür.
Ama bir gün, annemle pazara gitmek üzereyken, yolda kaybolduğumuzu düşündüm. Hiç anlamadım, ama bir şekilde onu kaybettim. Kayseri’nin kalabalığı içinde kaybolmak, alışık olduğum bir şey değil ama o an her şey bir hayal gibi gelmişti. O kadar dikkatli olmalıydım, ama bir anlık dikkatsizlikle, annemi kaybetmiştim. Sonunda bulduğumda ise gözlerinde bir korku, bir güven vardı. Ve o an, bana “Evlat, bir şey olursa, kaybolursak da… Yine birbirimize buluruz” dedi.
O günün sonunda babamla pastırma almaya gittiğimde, bir yandan bu kadar değerli bir şeyin bizim evdeki masada olması çok anlamlıydı. O çemeni siyrilmiş pastırmanın her diliminde bir geçmiş vardı. Pastırma, Kayseri’nin bir parçasıydı. O köşeden o köşeye, o evin içinde o çemeni siyrilmiş pastırmanın anlamı büyüktü.
Kaybolan Anılar ve Geçmiş
Kayseri’de büyüyen bir çocuğun, babasının elinden sarmaladığı pastırmayı en lezzetli yediği anlar hafızaya kazınır. Ama ben, geçmişin her bir izini kaybetmek istemiyorum. Çemeni siyrilmiş pastırma gibi, her şeyin bir hatırası var. Yediğim her dilimde, kaybolan ama her zaman hatırlanacak anılar var.
Bugün Kayseri’nin sokaklarında yürürken, o anılar ve duygular yeniden canlandı. Çemeni siyrilmiş pastırmanın kokusunu her adımda biraz daha derin hissediyorum. O kadar güçlü bir duygu ki, bazen bir dilim pastırma bana bir şehri, bir anıyı, hatta o anı kaybetme korkusunu hatırlatabiliyor. İçim ısındıkça, şehri, duygularımı, hayatı daha çok seviyorum.
İçimdeki hayal kırıklığı ve umut bir arada çarpıyor. Kaybolan anılar ya da kaybolan zamanları geri almak, bazen imkansız olabilir. Ama bu pastırma her zaman beni, köklerime ve geçmişime daha da yaklaştırıyor. Geçmişin her anını içine sindiren, Kayseri’nin kalbindeki o koku, bana şunu hatırlatıyor: Nerede olursam olayım, sevdiklerim ve Kayseri her zaman arkamda olacak.
Kayseri’de bu sokaklarda bir genç olarak, geçmişimle her zaman barışık yaşamalıyım. Ve bazen, çemeni siyrilmiş pastırmanın o güzel kokusunu içime çekmek, bana yaşadığım şehri ve zamanları anımsatıyor.
—
Bazen hayatta biraz kaybolmak, biraz da bulmaktır. Geçmişin her anısına minnettar olmalı, ama sadece bugüne ve geleceğe tutunarak hayatta kalmalıyız. Çemeni siyrilmiş pastırma, işte tam da bu noktada, hem bir kayıp hem de bir keşif gibi. Bu lezzet, geçmişin kokusuyla her zaman bir arada olacak.